ARABULUCULUK
ARABULUCULUK NEDİR?
Arabuluculuk; alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Tarafların gerek dava açılmadan evvel gerekse yargılama aşamasında uyuşmazlığı arabuluculuk eğitimi almış, tarafsız bir arabulucu refakatinde çözümlemelerini hedefler.
ARABULUCU KİMDİR?
Taraflara müzakere sürecinde bağımsız ve tarafsız bir kimse olarak destek veren;
-Hukuk fakültesinden mezun olmuş,
-Meslekte beş yıllık tecrübeye sahip,
-Arabuluculuk eğitimini tamamlayarak bakanlıkça yapılmış sınavdan başarıyla geçmiş olan avukatlardır.
ARABULUCULUK BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?
Arabuluculuk başvurusu karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne müracaat ile yapılır. (İş Mahkemeleri Kanunu md:3/5) Müracaat formunda başvuran ve karşı tarafa ait iletişim bilgileri ve taleplerin kısa özetlerine yer verilmesi gerekir.
İŞ DAVALARI BAKIMINDAN ZORUNLU ARABULUCULUK
İş hukuku bakımından zorunlu arabuluculuk sürecini iki başlık altında incelemek mümkündür:
Bunlardan ilki; İşçi veya işveren alacağı ve tazminatlarıdır. Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, Ücret, Fazla Mesai, Hafta Tatili, Ulusal Bayram Ve Genel Tatil Alacağı , Agi, Prim, İkramiye, İş Arama İzni Ücreti gibi örneklendirilebilir.
İkincisi ise; işe iade talebiyle açılacak olan davalardır. İşe iadeden kısaca bahsetmek gerekirse; İş kanununun 19. Maddesine göre işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde bu bildirimde belirtmek zorundadır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir.
İki başlık altında özetlediğimiz bu tip davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Yani; Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. (İş Mahkemeleri Kanunu md:3/2)
Bununla birlikte; iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları bakımından arabuluculuk dava şartı değildir. Yani bu taleplerle ilgili doğrudan dava açılmasında hukuki bir engel yoktur. Sigortasız geçen hizmet süresinin tespitini konu edinen davalarda tarafların üzerinde tasarruf edemeyeceği kutsal bir hak olan sosyal güvenlik hakkını konu ettiğinden arabuluculuk sürecinden bağımsızdır.
TİCARİ DAVALAR BAKIMINDAN ZORUNLU ARABULUCULUK
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda 06/12/2018 tarihinde yapılan değişiklik ile; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları başta olmak üzere bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Altı haftalık sürenin başvurucunun ilgili büroya başvurduğu günden değil, arabulucunun kendisine gelen görevlendirmeyi kabul ettiği tarihten itibaren işleyeceğine dikkat edilmelidir. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir (Türk Ticaret Kanunu md 5/A)
Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya varılamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir. Bu tip durumlarda da altı haftalık süre şartına riayet etmesi gerekecektir.
ALTERNATİF BİR YÖNTEM OLARAK İHTİYARİ ARABULUCULUK
Türk Ticaret Kanunu ve İş Kanununa göre dava açmadan önce müracaat zorunluluğu getirilmiş örnekler dışında taraflar; kamu düzenini ilgilendirmeyen, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri her türlü hakkı konu edinen özel hukuk uyuşmazlığını ihtiyaren arabulucuya başvurmak yönetimiyle de çözebileceklerdir.
Yargısal sürecin uzunluğu, aleniyet ilkesi doğrultusunda her türlü bilginin açığa çıkması ihtimali, yargılama aşamasındaki masraf ve ödenmesi gereken avanslar ve usuli hükümlere tabi kuralcı bir safahatın varlığı düşünüldüğünde ne denli meşakkatli olduğu ortadadır. Neticede de bir taraf kazanacak, diğer taraf kaybedecektir.
Buna karşılık arabuluculuk prosedürü gizlilik prensibinin koruması altındadır. Yani taraflar müzakere sürecinde getirilen teklif, öneri veya kabulleri anlaşma olmaması halinde açılacak olan davada ifşa edemeyecekleri için hiçbir baskı altında kalmadan rahatça müzakere edebileceklerdir. Gizliliği ihlalin cezası 6 aya kadar hapistir. (Arabuluculuk Kanunu md.33)
Arabuluculuk süreci yargılama harç ve masrafları düşünüldüğünde oldukça ekonomiktir. Hiçbir usuli hükme ve prosedüre tabi değildir. İş davaları bakımından üç, ticari davalar bakımından altı haftalık bir süreye tabi olduğundan yargılama kadar uzun sürmez. Neticede iki taraf da kabul ettiği bir noktada birleşeceği için kaybedeni yoktur.
Uyuşmazlığı anlaşmayla çözmek yerine uzun, masraflı, zorlu bir yargı sürecine taşımak elbette ki daha yıpratıcı olacaktır.